Diyetisyen Neslihan HACIBEYLİ

Arkadaşlarınızla bir araya geldiğinizde ya da aile ortamlarında konu hep bir şekilde fazla kilolara ya da sağlıklı beslenmeye gelir. Aslında 3 kişiden 2' sinin olması gereken ağırlığın üzerinde olduğu günümüzde bu çok da şaşırtıcı değil. Yüksek kilolu olsun olmasın herkesin bu konuda söyleyecek fikri, edindiği bir deneyim var. Sosyal medyanın ve iletişimin bu kadar yoğun kullanıldığı, bilginin doğruluğunun kontrol edilemediği bir dönemde sahte uzmanların, kulaktan dolma bilgilerin yayılması da kaçınılmaz. Aslında düşünülmesi gereken nokta basit; bir ürün ya da diyet size gerçek olamayacak mükemmellikte vaatlerde bulunuyorsa gerçek değildir! Yarar sağlamadığı gibi ölümcül dahi olabilecek haplara, çaylara boşuna inanmak ise hem sağlık hem de vakit kaybıdır. Uzak durmanız gereken ürünlerin başında hızlı kilo kaybı vaat eden ürünler ve diyetler geliyor. Sağlık otoritelerinin kabul ettiği değer haftada 0.5- 1 kg arası kilo kaybıdır. Bu da zaten uygun diyet ve egzersizle ulaşılabilir...

Kadınlar için menapoz, isteseniz de istemeseniz de vücudunuzun değiştiği gerçeğini kabul etmeniz gereken zamandır. Bunu artık daha sağlıklı yaşam tarzını benimsemeniz ve kendinize daha fazla özel zaman ayırmanız gereken dönem olarak da görebilirsiniz. Bu dönemi çok daha kolay atlatmanın yolu ise sağlıklı beslenme ve fiziksel aktiviteden geçiyor. Kadından kadına çok değişiklik göstermekle birlikte Türkiye' de ortalama menapoz yaşı 45-47 şeklinde belirlenmiştir. Yaş gibi belirtiler de farklılık gösterebilir. Genel olarak ise şu şekilde sıralanabilir; sıcak basması, duygu durum değişiklikleri, uyku bozuklukları, gece terlemeleri ve kilo alımı. Hiç belirti yaşamayacağınız gibi tüm belirtileri aynı anda da yaşayabilirsiniz. Bu süreçte ise öncelikle bunun da kadın olmanın bir parçası olduğunu kabullenmeniz gerekiyor. Sorun yaşamamak için de yaşam tarzınızda ufak değişikliklere gitmekte fayda var. Hem yaş ile beraber metabolizmanın yavaşlaması hem de hormon seviyeleri sebebiyle kendiniz...

Arkadaşlarımızla, sevdiklerimizle keyifli zaman geçirip lezzetli kokteylleri, içkileri yudumlarken sanki hiç kalorisi yokmuş gibi geliyor, biliyorum. Ama işin iç yüzü ne yazık ki öyle değil. Uzayıp giden sohbetler ile tüketilen alkol de doğru orantılı artıyorsa ve siz bunu dengelemek için bir şey yapmıyorsanız diyetiniz ve kilonuz tehlikeye girmiş olabilir. Ama korkmayın bu yazıyı okuyorsanız,kolayca dengelemenin yollarını öğreneceksiniz demektir. Öncelikle bilmelisiniz ki, alkol metabolizmanızı olumsuz etkiler. Aldığınız diğer yiyecek ve içeceklerden farklı bir bileşime sahiptir. Vücudunuz besinleri kendi yararına kullanmak için sindirmek zorundadır. Ancak alkolü toksin olarak görüp, sindirmektense dışarı atmaya çalışır. Böylece midenize gelen alkol kısa sürede dağılır, karaciğere gelir. Mideniz diğer besinlerin sindirimine odaklanırken, aşırı alkol aldıysanız karaciğeriniz de yorulur ve etki edemediği alkolü yağ olarak depolamaya başlar. Bu nedenle içtiğiniz miktarın önemi büyük. ...

Gün içinde az da yeseniz fazla da yeseniz yine de iştah ataklarınız mı oluyor? Kendinizi bir anda bir kutu tatlının başında mı buluyorsunuz? Ne zaman sağlıklı beslenmeye çalışsanız mutlaka kaçamaklar da beraberinde mi geliyor? Bu yazıdaki 10 altın değerinde tavsiye tam size göre; 1- Su içmeye özen gösterin. Vücudunuz susuz olduğunda açlık hissi göstermeye başlayabilir. Tek ihtiyacınız olan suyun midenizde kapladığı hacim de olabilir. Bu yüzden gün içinde içmeniz gereken tüm suyu bir anda içmeyin. Bardak ya da şişe sayınızı belirleyin ama bunu gün içine yayın. Su içmeyi hatırlatan uygulamalardan yararlanabilirsiniz. 2- Yağ kaynağı olarak avokadoyu tercih edebilirsiniz. Hem yağların tok tutucu özelliğinden hem de avokadonun posasından faydalanmış olursunuz. Salatalarınıza, tostlarınıza, ev yapımı sağlıklı hamur işlerinize ekleyebilirsiniz. 3- Kahvaltıda protein kalitesi yüksek besinleri tercih edin. Bu besinler yumurta, peynir, süt, yoğurt olabilir. Kahvaltıda tüketilen protein kayna...

Günlerinizi aç aç dolaşarak geçirdiniz. Tartıda 2-3 kg vermiş gözüküyorsunuz ya da gördüğünüz rakam hep aynı. Ama göbeğiniz, kalçanız, selülitleriniz hala yerinde mi duruyor? Kıyafetleriniz hala dar mı geliyor? Bunun sebebi çok basit. Vermiş gibi göründüğünüz 0 2-3 kg ile vücudunuzdaki suyu kaybettiniz sadece, yağlarınız hala yerinde duruyor. Genelde kadınlar kalça, erkekler ise göbek bölgesindeki inatçı yağlardan şikayet eder. Kilo verseler de o bölgelerinin bir türlü erimediğini söyler. Kadın ve erkeklerde yağın farklı bölgelerde yoğunlaşması genetik yapılanmamız ile ilgili. Yağ dokunun fazla olması vücudun neresinde olursa olsun ilerleyen yaşlardaki kronik hastalıkların habercisi. Özellikle göbek bölgesinde yani vücudun merkezinde toplanan yağ doku kalp hastalıkları ve tip 2 diyabet için en önemli risk faktörü. Zayıflamanın temelinde ise aslında çok basit bir kural yatıyor. Her zaman harcadığın enerji, aldığın enerjiden fazla olsun. Burada önemli nokta bunun HER ZAMAN olması. Ya...