GERÇEK ZAYIFLAMANIN FORMÜLÜ: İNAT + SABIR
Günlerinizi aç aç dolaşarak geçirdiniz. Tartıda 2-3 kg vermiş gözüküyorsunuz ya da gördüğünüz rakam hep aynı. Ama göbeğiniz, kalçanız, selülitleriniz hala yerinde mi duruyor? Kıyafetleriniz hala dar mı geliyor? Bunun sebebi çok basit. Vermiş gibi göründüğünüz 0 2-3 kg ile vücudunuzdaki suyu kaybettiniz sadece, yağlarınız hala yerinde duruyor.
Genelde kadınlar kalça, erkekler ise göbek bölgesindeki inatçı yağlardan şikayet eder. Kilo verseler de o bölgelerinin bir türlü erimediğini söyler. Kadın ve erkeklerde yağın farklı bölgelerde yoğunlaşması genetik yapılanmamız ile ilgili. Yağ dokunun fazla olması vücudun neresinde olursa olsun ilerleyen yaşlardaki kronik hastalıkların habercisi.
Özellikle göbek bölgesinde yani vücudun merkezinde toplanan yağ doku kalp hastalıkları ve tip 2 diyabet için en önemli risk faktörü.
Zayıflamanın temelinde ise aslında çok basit bir kural yatıyor. Her zaman harcadığın enerji, aldığın enerjiden fazla olsun. Burada önemli nokta bunun HER ZAMAN olması. Yani birkaç gün aç kalmak ya da birkaç gün nefessiz kalırcasına egzersiz yapmak boşuna çabalamak demek. Her işte olduğu gibi zayıflamada da istikrar şart. Tabii öncelikle kendinize ve yaşam tarzınıza uygun sağlıklı beslenme ve egzersiz programını işin uzmanlarından öğrenmelisiniz. Ancak bu sayede gerçekten zayıflayabilir ya da başka bir deyişle yağ kaybedebilirsiniz.
Şunu da bilmelisiniz ki bölgesel zayıflamanızı sağlayacak mucizevi diyet, egzersiz ya da ilaç yok. Uygun diyeti uygulamaya başladığınızda öncelikle vücudunuz tüm bölgelerinizdeki yağları harcamaya başlar. Siz ideal kilonuza yaklaştığınızda ise asıl şikayetçi olduğunuz inatçı yağlarınızdan kurtulmaya başlar. Bu sürecin uzunluğunu ise sizin diyete uyumunuz belirler. Tabii ki arada diyetten kaçamaklarınız olabilir. Ama bunları sabırla telafi edip inatla diyete devam etmeniz gerekir.
Diyetinizin ise besin ögesi oranları yağ yakımı için uygun olmalı. Karbonhidratları yeterli ve doğru kaynaklardan almalısınız ki yağ harcamak yerine kaslarınızdan olmayın. Uygun ölçülerde tüketeceğiniz meyve, sebze, tam tahıllar, kurubaklagiller en iyi karbonhidrat kaynaklarıdır. Ayrıca bu kaynaklar posa alımınıza da katkıda bulunur. Ne kadar çok posa alırsanız doygunluğunuz o kadar artar ve aldığınız enerji o kadar düşer. Fazladan aldığınız her bir şeker parçasını ise yağlarınıza da eklenen bir parça gibi düşünebilirsiniz. Proteinlerin ise yağ harcanmasındaki önemi tartışılmaz. Metabolizma hızınızı ve doygunluğu arttırır. Özellikle yağsız süt ve süt ürünlerinden gelen kalsiyum ve proteinin göbek bölgesindeki yağlarda azalma sağlayabileceği çalışmalarla gösterilmiştir. Proteini yüksek olan et ve et ürünlerinin genelde yağ içerikleri de yüksektir. Bu nedenle tüketirken görünen yağlarından arındırmalıyız. Yağlar enerji içeriği bakımından en yoğun besin grubudur. Bu nedenle kilo alımında direk etkili oldukları söylenebilir.
Yani nasıl bir gecede göbeğimiz oluşmuyorsa, bir gecede de mucizevi bir şekilde kurtulamayız. Asıl mucize sizin beslenme ve egzersiz programına olan uyumunuzla mümkün. Bunun için ise fazla kilolarınızdan daha fazla inatçı, bir türlü sizi terk etmeyen yağlarınız kadar sabırlı olmalısınız.
Yorumlar
Yorum Gönder