KANSER VE BESİNLER
KANSER VE ELMA;
Dünyanın en popüler meyvelerinden biri olan elmayı sadece tadını sevdiğiniz için değil, hastalıklardan korunmak ve tedavi için de ana ya da ara öğünlerinizde 2 tane küçük boy olarak tüketebilirsiniz. Biyolojik olarak aktif pek çok madde(kuarsetin, flavonoller, kateşinler vs) , vitamin,mineraller ve yüksek dozda posa içerir. Yapılan çalışmalarda, elmanın içerisindeki pektik asidin meme kanserli hücrelerin gelişimini olumsuz etkilediği gösterilmiştir. İçerdiği posa ile kolorektal kansere karşı koruyucu olabileceği gibi, tedaviniz esnasında da kanserli hücrelerinizin gelişmesini önleyebilirsiniz. Daha fazla elma türevi meyve tüketen toplumlarda kolorektal kanserin daha az görüldüğü saptanmıştır. Kabuğunun daha fazla miktarda aktif özellikte antioksidan ve antitümör maddeler içermesi sebebi ile, rahatsız etmiyorsa kabuğu ile yemelisiniz. Pek çok kanser türünde tedavi sırasında ağız içinde yaralar meydana gelebilir. Bunun için de elmanın içerisindeki antioksidanlardan faydalanabilirsiniz. Elma ısırıp çiğneyemeyeceğiniz durumlarda ise elma püresi tüketebilirsiniz.
KANSER VE NAR;
Günümüzde sıklıkla nar için mucizevi, gençlik iksiri gibi yakıştırmalar yapılıyor. İçerdiği maddelere ve özelliklerine bakacak olursak bu yakıştırmalar hiç de boş değil. Yapılan çalışmalarda özellikle nar suyunun vücuttaki toksik maddeleri süpürücü etki gösterdiği gösterilmiş. Nar suyu ve nar özlerinin prostat kanserli hücre gelişimini engellediği gösterilmiştir. Nar ve nar suyu tüketimi ise kolorektal kanser önleyici etmenlerden biridir. Nar çekirdeklerinin ise potansiyel olarak, meme kanserli hücre hatlarında ve canlılığında önemli bir azalma sağladığı saptanmıştır. Bu nedenle tüketirken çekirdekleri ile beraber çiğnenmesi gerekir. Bu sayede içerisindeki aktif maddelerden daha fazla yararlanabilirsiniz. Ara öğünlerinizde tüketebilirsiniz, salatalarınıza serpebilirsiniz. Suyunu tüketmek istediğinizde ise çekirdekleri ile sıkılmış olmasına dikkat edin.
KANSER VE ÜZÜM;
Pek çok rengi ve çeşidi olan hem taze hem de kuru olarak mutfaklarımızda sıklıkla bulunan üzümün kabuğu, meyvesi ve çekirdeğinde çok çeşitli etkilerde aktif bileşikler bulunmaktadır. Yapılan çalışmalarda üzümün kanserli hücrelerin metastazını engelleyen ajanlar içerdiği gösterilmiştir. Üzüm çekirdeğinin ise servikal kanserin gelişimini engellediğini gösteren çalışmalar mevcuttur. Ayrıca üzümün içerisinde bulunan resveratrol isimli maddenin kanserli hücreler üzerinde etkin olduğu pek çok çalışmada gösterilmiştir. Bu maddenin prostat tümörü ilerlemesine engel olduğu saptanmıştır. Çocukluk çağı kanserinden kurtulan çocuklarda yapılan bir çalışmada kırmızı üzüm suyu tüketiminin sağlıklarını olumlu etkileyeceği gösterilmiştir. Meyve olarak tüketebilir veya suyunu sıkabilirsiniz. Ancak çekirdekleri ve kabukları ile beraber tüketmeye özen gösterin.
KANSER VE BÖĞÜRTLEN;
Son yıllarda sağlığa olan sayısız yararlarının keşfedilmeye başlanmasıyla böğürtlen gibi berry cinsi kırmızı- mor meyveleri sıklıkla tüketir olduk. Tüm bu meyveler kendilerine özel renklerini oluşturan pigmentler sayesinde yüksek oranda antioksidan içeriğe sahipler. Çalışmalar da hem meyvelerin hem de sularının çeşitli tümörlerin gelişimini önlemede yararlı olabileceğini göstermiştir. Melanoma (cilt tümörü) da bu tümörlerden biridir. Böğürtlenin prostat kanserli hücre gelişimini baskıladığını gösteren çalışmalar da vardır. Sadece meyvesi değil yaprakları ile ilgili de çalışmalar da mevcuttur. Böğürtlen yapraklarının sindirim sistemi hücrelerini kanser gelişimine karşı koruduğu da gösterilmiştir. Yapraklarının çayını demleyerek tüketebilirsiniz. Kanserli olan veya olmayan bireyler ile yapılan çalışmalarda ise böğürtlen tüketiminin bağışıklık hücrelerini desteklediği saptanmıştır.
Dünyanın en popüler meyvelerinden biri olan elmayı sadece tadını sevdiğiniz için değil, hastalıklardan korunmak ve tedavi için de ana ya da ara öğünlerinizde 2 tane küçük boy olarak tüketebilirsiniz. Biyolojik olarak aktif pek çok madde(kuarsetin, flavonoller, kateşinler vs) , vitamin,mineraller ve yüksek dozda posa içerir. Yapılan çalışmalarda, elmanın içerisindeki pektik asidin meme kanserli hücrelerin gelişimini olumsuz etkilediği gösterilmiştir. İçerdiği posa ile kolorektal kansere karşı koruyucu olabileceği gibi, tedaviniz esnasında da kanserli hücrelerinizin gelişmesini önleyebilirsiniz. Daha fazla elma türevi meyve tüketen toplumlarda kolorektal kanserin daha az görüldüğü saptanmıştır. Kabuğunun daha fazla miktarda aktif özellikte antioksidan ve antitümör maddeler içermesi sebebi ile, rahatsız etmiyorsa kabuğu ile yemelisiniz. Pek çok kanser türünde tedavi sırasında ağız içinde yaralar meydana gelebilir. Bunun için de elmanın içerisindeki antioksidanlardan faydalanabilirsiniz. Elma ısırıp çiğneyemeyeceğiniz durumlarda ise elma püresi tüketebilirsiniz.
KANSER VE NAR;
Günümüzde sıklıkla nar için mucizevi, gençlik iksiri gibi yakıştırmalar yapılıyor. İçerdiği maddelere ve özelliklerine bakacak olursak bu yakıştırmalar hiç de boş değil. Yapılan çalışmalarda özellikle nar suyunun vücuttaki toksik maddeleri süpürücü etki gösterdiği gösterilmiş. Nar suyu ve nar özlerinin prostat kanserli hücre gelişimini engellediği gösterilmiştir. Nar ve nar suyu tüketimi ise kolorektal kanser önleyici etmenlerden biridir. Nar çekirdeklerinin ise potansiyel olarak, meme kanserli hücre hatlarında ve canlılığında önemli bir azalma sağladığı saptanmıştır. Bu nedenle tüketirken çekirdekleri ile beraber çiğnenmesi gerekir. Bu sayede içerisindeki aktif maddelerden daha fazla yararlanabilirsiniz. Ara öğünlerinizde tüketebilirsiniz, salatalarınıza serpebilirsiniz. Suyunu tüketmek istediğinizde ise çekirdekleri ile sıkılmış olmasına dikkat edin.
KANSER VE ÜZÜM;
Pek çok rengi ve çeşidi olan hem taze hem de kuru olarak mutfaklarımızda sıklıkla bulunan üzümün kabuğu, meyvesi ve çekirdeğinde çok çeşitli etkilerde aktif bileşikler bulunmaktadır. Yapılan çalışmalarda üzümün kanserli hücrelerin metastazını engelleyen ajanlar içerdiği gösterilmiştir. Üzüm çekirdeğinin ise servikal kanserin gelişimini engellediğini gösteren çalışmalar mevcuttur. Ayrıca üzümün içerisinde bulunan resveratrol isimli maddenin kanserli hücreler üzerinde etkin olduğu pek çok çalışmada gösterilmiştir. Bu maddenin prostat tümörü ilerlemesine engel olduğu saptanmıştır. Çocukluk çağı kanserinden kurtulan çocuklarda yapılan bir çalışmada kırmızı üzüm suyu tüketiminin sağlıklarını olumlu etkileyeceği gösterilmiştir. Meyve olarak tüketebilir veya suyunu sıkabilirsiniz. Ancak çekirdekleri ve kabukları ile beraber tüketmeye özen gösterin.
KANSER VE BÖĞÜRTLEN;
Son yıllarda sağlığa olan sayısız yararlarının keşfedilmeye başlanmasıyla böğürtlen gibi berry cinsi kırmızı- mor meyveleri sıklıkla tüketir olduk. Tüm bu meyveler kendilerine özel renklerini oluşturan pigmentler sayesinde yüksek oranda antioksidan içeriğe sahipler. Çalışmalar da hem meyvelerin hem de sularının çeşitli tümörlerin gelişimini önlemede yararlı olabileceğini göstermiştir. Melanoma (cilt tümörü) da bu tümörlerden biridir. Böğürtlenin prostat kanserli hücre gelişimini baskıladığını gösteren çalışmalar da vardır. Sadece meyvesi değil yaprakları ile ilgili de çalışmalar da mevcuttur. Böğürtlen yapraklarının sindirim sistemi hücrelerini kanser gelişimine karşı koruduğu da gösterilmiştir. Yapraklarının çayını demleyerek tüketebilirsiniz. Kanserli olan veya olmayan bireyler ile yapılan çalışmalarda ise böğürtlen tüketiminin bağışıklık hücrelerini desteklediği saptanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder